Maç sonrası Milli Takım baş antrenörü Ekrem Memnun'a kadın basketbol takımı yönetmekle erkek takımı yönetmenin farklarını sordum. Cevabı şöyle oldu: "Kadınlar daha duygusal ve kırılganlar; erkeklerde kırılganlık, duygusallık yok. Onun dışında erkeklerin atletizmi daha iyi, daha çabuk hareket ediyorlar. Kadınları iyi dinlemek gerekiyor, erkeklerde ise o kadar konuşmaya gerek kalmıyor."
'RAKİP TAKIMIN OYUNCUSUNU HASTANEYE GÖTÜRDÜM'
Hradec Kralove'de takımın galibiyet sevincine ortak olan Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) CEO'su Ömer Onan'a; kadın basketbolunu parlatmak için bundan sonra neler yapmayı planladıklarını sordum. Onan, özellikle sosyal sorumluluk projeleriyle kadın basketbolunu öne çıkartmak istediklerini söyledi. Onan'ın yanında eski basketbolcu arkadaşları Hüseyin Beşok ve Haluk Yıldırım da vardı. Masada, eskiden maçlarda neler yaşadıkları da konuşuldu. Onan, unutamadığı bir anısını şöyle anlattı: "Biz 18 yaşından 34- 35 yaşına kadar hep beraber oynadık; karşı takımlarda oynadık, Milli Takım'da oynadık... Anıdan ziyade şunu söyleyebilirim: Biz en zorlu maçların sonunda bile rakip olduğumuzu unutup sarılırdık. Şimdiki nesilde gerginlikler yaşanıyor, sosyal medyadan birtakım paylaşımlar oluyor. İki takım rekabet eder ama bu sahada kalır. Kazanmak ya da kaybetmekten daha önemli olan bir şey varsa, o da bu bence. Bir kere Hüseyin Beşok, Galatasaray'da oynuyordu, ben de Fenerbahçe'de; hep gergin maçlarda karşı karşıya geliyorduk. Bir gece Hüseyin'in eşi aradı beni; 'Hüseyin'e bir şey oluyor' dedi. Hastaneye götürdük, apandisti patlamış. Sabaha kadar başında bekledim, ertesi gün maça çıktım. Bunlar genç sporculara örnek olmalı. Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti her zaman olur ama önemli olan dostluk."
Gerçekten de Onan'ın anlattığı bu anılar, yeni nesil sporculara ders olmalı.