BOSHANE KÖYÜ'NDE KISA GEZİNTİ
Geçen hafta Riva Deresi kenarında şöyle bir gezintiye çıktım. Yörede birçok piknik ve kır düğünü alanları var. Serdar Saruhan'ın sahibi olduğu Village Park tesisi de doğa içinde harika bir hafta sonu geçireceğiniz, müthiş yemekler yiyebileceğiniz bir tesis. SPA'sı da bulunan tesiste Uzakdoğu'nun mistik havasını da hissedebiliyorsunuz. Gezim sırasında Boshane Köyü'ne uğradım. Yıllar önce bu köy okulunun tadilatını üstlenmiştim. Bilgisayarları hediye ederken öğrencilerin gözlerinde okuduğum mutluluğu unutamıyorum. Türkiye'nin en güzel köylerinden biri de burada. Cumhuriyet Köyü'nü Bulgar göçmenleri 1932 yılında kurmuş. Plan ve projesi o kadar düzenli ki. Tepedeki köyün kahvesinde tatlı bir huzur buluyorum. 1943 yılından bu yana köyde yaşayan eski muhtar Ali Durmuş ile de karşılaştım. Durmuş yaşayan bir tarih... Başlıyor anlatmaya; "Rahmetli Atatürk 27 Temmuz 1937'de kimselere haber vermeden yaveriyle birlikte Polonezköy'ü ziyarete geliyor. Köylülerden biri Atatürk'e 'Paşam bir de bizim göçmen köyümüze gelin' diyor. Ata da 'Seni mi kıracağım?' diye yanıt veriyor. Polonezköy'den çıkıyor gelmeye de; o zamanlar yol yok, atlar yolda kalıyor. Ata köyün çocuklarının eşliğinde köyün meydanına geliyor. Tepeye çıkıyor 'Bu köy çok güzel. Planı da harika yapmışsınız. Adı nedir bu güzelliğin?' diye soruyor. Köy halkı 'Henüz adını koymadık' diye yanıt veriyor. Ata derin bir nefes çekiyor "Cumhuriyet olsun buranın ismi' diyor. Atatürk bir ağacın altına oturuyor ardından. Köylülerle birlikte karpuz yiyor. Atatürk 'Burayı çok sevdim, gelip yerleşeceğim, yeriniz var mıdır bana?' diyor. Köylüler de Ata'ya köyün tepesinde 5 dönüm yer hediye ediyor. Ancak Atatürk'ün ömrü yetmiyor, bir sene sonra hayata gözlerini yumuyor." İddia ediyorum, Beykoz Riva Kanal Projesi İstanbul'a ve ülkemize çok büyük değer katacak. Sadece Türkiye'den değil yurtdışından binlerce belki milyonlarca turistin görmek için can atacağı harika bir yer olacak.